Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon salınımını kontrol altına almak için kullanılan bir piyasa mekanizmasıdır. Bu sistem sayesinde belirli bir karbon salınımı kotası oluşturan şirketler, fazla emisyon haklarını ticaret yoluyla satabilir veya eksik emisyon haklarını satın alabilirler. ETS’nin kökeni, çevre koruma gereksinimleri doğrultusunda özellikle 1990’lı yıllarda geliştirilen politikalarla başlar. Avrupa Birliği, Çin ve ABD gibi çok sayıda ülke ETS’yi uygulamaktadır. Türkiye ise bu sistemle ilgili çeşitli adımlar atmaktadır.
Contents:
ToggleEmisyon Ticaret Sistemi (ETS) Nedir?
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sera gazı emisyonlarının azaltılmasını amaçlayan piyasa bazlı bir mekanizmadır. ETS, genellikle hükümetler tarafından düzenlenen, belirli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin salınım haklarını alıp satmalarına olanak tanır. Bu sistem, emisyon azaltımı hedeflerine ulaşmak için maliyet etkin bir yol olarak kabul edilir.
ETS’in temel işleyişi oldukça basittir. Hükümet, belirli miktarda emisyon kotası belirler ve bu kotayı çeşitli sektörlere tahsis eder. Bu işletmeler, eğer emisyonlarını belirlenen kotanın altında tutabilirlerse, fazla salınım hakkını diğer işletmelere satabilirler. Bu sayede, bir yandan toplam emisyon miktarı kontrol altında tutulurken, diğer yandan da işletmelere ekonomik bir teşvik sağlanmış olur.
ETS, çevre koruma politikaları çerçevesinde önemli bir araç olarak görülmektedir. Emisyon ticaret sistemi, özellikle Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) gibi büyük ölçekli sistemlerin başarılarıyla birçok ülkede ve bölgede uygulamaya geçmiştir. Türkiye de bu sistemin avantajlarını göz önünde bulundurarak kendi ETS mekanizmasını oluşturmayı planlamaktadır.
ETS Nasıl Çalışır?
Emisyon ticaret sistemi (ETS), karbon emisyonlarının azaltılması ve çevrenin korunması amacıyla kullanılan etkili bir araçtır. Bu sistem, hükümetler veya yetkili otoriteler tarafından belirlenen emisyon azami limitlerine dayanmaktadır. İşletmeler bu limitlere uymak zorundadır ve belirlenen sınırın altında karbon emisyonu yapabildiklerinde fazla emisyon haklarını açık pazarda diğer işletmelere satabilirler. Bu şekilde, emisyon sınırlarını aşan işletmeler, diğer işletmelerden emisyon hakları satın alarak bu aşımı tolere edebilirler.
Emisyon ticaret sisteminin işleyişi, temel olarak kota ve ticaret mekanizmasına dayanır. İlk olarak, hükümet veya ilgili otorite tarafından her sektöre belirli bir emisyon limiti atanır. Bu limitler, genellikle yıllık bazda belirlenir ve her yıl daha da sıkılaştırılarak emisyonların sürekli olarak azaltılması sağlanır. Ardından, işletmelere belirli miktarda emisyon izni, yani kota, tahsis edilir. Bu kotalar, işletmelerin yıllık emisyon limitlerini aşmamalarını sağlar ve aşmaları durumunda cezalarla karşı karşıya kalmalarını engeller.
Bazı işletmeler, operasyonel verimliliklerini artırarak veya yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak emisyon limitlerinin altında kalmayı başarabilirler. Bu durumda, bu işletmeler ellerindeki fazla emisyon haklarını piyasada diğer işletmelere, ihtiyaç duyanlara satabilirler. Böylece, piyasada bir emisyon ticareti yapılır ve karbon fiyatı belirlenir. Bu fiyat, işletmelerin daha az emisyon yapma konusunda teşvik edilmesine yardımcı olur. Emisyon ticaret sistemi, çevresel sürdürülebilirliği teşvik ederken aynı zamanda ekonomik büyümeyi de destekler. İşletmeler, düşük karbon teknolojilerine yatırım yaparak hem çevresel hem de ekonomik faydalar elde edebilirler.
ETS’nin Tarihçesi ve Gelişimi
Emisyon ticaret sistemi (ETS), iklim değişikliğiyle mücadele yöntemlerinden biri olarak ortaya çıkmış ve yıllar içerisinde gelişim göstermiştir. İlk olarak 1997 yılında, Kyoto Protokolü ile uluslararası platformlarda benimsenmeye başlamıştır. Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını belirli bir dönem içerisinde azaltmak için yasal olarak bağlayıcı hedefler koymuş ve bu hedeflere ulaşmak için emisyon ticareti gibi mekanizmaların kullanılabileceğini önermiştir.
ETS’nin gelişim sürecinde 2005 yılı bir dönüm noktası olmuştur; bu tarihte dünyadaki ilk büyük ölçekli emisyon ticaret sistemi olan Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) hayata geçmiştir. EU ETS, başlangıçta enerji ve sanayi sektörlerini kapsarken, zaman içerisinde kapsamını genişleterek farklı sektörleri de içine almıştır. Bu sistem, üye ülkeler arasında karbon kredilerinin alınıp satılmasını ve böylelikle en düşük maliyetle emisyon azaltımını teşvik etmeyi amaçlar.
Emisyon ticaret sistemi, yıllar içinde birçok yeniliğe ve düzenlemeye tabi tutulmuştur. 2008-2009 ekonomik krizi sırasında, karbon fiyatlarının düşüşü gibi çeşitli sorunlarla karşılaşan ETS, reformlarla daha da güçlendirilmiştir. 2021 yılında Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat çerçevesinde ETS’yi daha da genişletme kararı almış ve Fit for 55 paketini duyurmuştur. Bu yeni düzenlemeler, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarının %55 oranında azaltılması hedefiyle, daha sıkı karbon piyasası kuralları ve yeni sektörlerin dahil edilmesini içermektedir.
ETS Uygulayan Ülkeler ve Bölgeler
Dünyada ETS’yi uygulayan birçok ülke ve bölge bulunmaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır:
Avrupa Birliği: 2005 yılında başlattığı ETS ile dünya çapında liderdir. EU ETS, elektrik üretimi, sanayi ve havacılık sektörlerinde faaliyet gösteren işletmeleri kapsamaktadır.
Çin: 2021 yılında dünyanın en büyük emisyon ticaret sistemlerinden birini başlattı. Çin ETS, öncelikli olarak enerji sektörüne odaklanmakta ve daha geniş sektörlere yayılmayı hedeflemektedir.
Güney Kore: 2015 yılında kendi ETS’sini başlatarak Asya’daki en kapsamlı sistemlerden birini oluşturdu.
Japonya: Hem ulusal hem de yerel ETS uygulamaları olan Japonya, farklı bölgelerde deneysel karbon ticaret programları yürütmektedir.
Kanada: Federal hükümetin karbon fiyatlandırma politikaları yanında, bazı eyaletlerde ETS sistemleri uygulanmaktadır.
Bu ülkeler, sera gazı salınımını azaltma hedeflerine ulaşmak için ETS gibi piyasa tabanlı çözümler geliştirmekte, sistemlerini her yıl daha etkin hale getirmeye çalışmaktadır.
Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi
Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi henüz resmi olarak uygulanmamaktadır. Ancak, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzalamasının ardından ETS’ye geçiş için altyapı çalışmaları yapılmaktadır. Türkiye’nin iklim değişikliği politikaları kapsamında karbon salınımını azaltma hedeflerine ulaşabilmek için ETS benzeri bir mekanizmanın geliştirilmesi gündemdedir. 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’nın mecliste onaylanmasıyla birlikte, Türkiye’de de karbon ticareti ve karbon fiyatlandırması konularında çalışmalar hız kazanmıştır.
Türkiye, ETS’yi uygulayan ülkelerin deneyimlerinden faydalanarak, enerji ve sanayi sektörlerini kapsayacak bir sistem kurmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede, karbon piyasalarının oluşturulması ve işletmelere karbon salınımlarını azaltmaları için gerekli teşviklerin sağlanması üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin ETS sistemine geçişi, Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerinde de önemli bir rol oynayabilir. Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemeleri (CBAM) gibi mekanizmalarla karbon emisyonlarını sınırlama çalışmaları, Türkiye’yi ETS’ye geçiş konusunda teşvik edici bir faktör olabilir.
ETS Hakkında Sık Sorulan Sorular
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon salınımını azaltmak amacıyla devletler veya kuruluşlar tarafından kullanılan bir piyasa mekanizmasıdır. Bu sistem, sera gazı emisyonlarını sınırlandırmak ve salınımların maliyetini artırmak suretiyle çevreyi korumayı hedefler.
ETS’nin temel amacı, sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliği ile mücadele etmektir. Bu mekanizma, işletmelerin karbon salınımlarını azaltmalarını teşvik eder ve sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir.
ETS, belirli bir dönem için toplam izin verilen emisyon miktarını belirler ve bu miktarı sektörlere tahsis eder. İşletmeler, salınım izinlerini alıp satabilir; böylece, emisyonlarını azaltan şirketler bu haklarından kazanç sağlar.
ETS genellikle enerji üretimi, sanayi ve hava taşımacılığı gibi yüksek emisyonlu sektörleri kapsamaktadır. Hangi sektörlerin dahil edileceği ülkelere ve bölgelere göre değişiklik gösterebilir.