İnşa etmeyi değiştirmek
İnşaat sektörü yaşamın bir gerekliliği olan barınma ihtiyacını karşılama noktasında üstlendiği misyon ve sahip olduğu devasa üretim hacmiyle toprağı, suyu, havayı ciddi ölçüde etkileyen bir sektör konumundadır. Yapılan çalışmalar inşaat sektörünün, küresel karbon emisyonlarının %25-40’ın dan sorumlu olduğunu ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün karmaşık yapısı, proje ve lokasyona bağlı özgün etkileri, farklı sektörden farklı kişi/kurumların bir arada çalışmasının getirdiği uyum/adaptasyon zorluğu gibi etkenler, sektörde tabandan yukarıya yayılan, kalıcı bir değişimin önündeki en büyük zorlukları oluşturmaktadır. Bu homojen olmayan, dağınık yapıya rağmen, sektörün çevre için oluşturduğu negatif yönlü etki de düşünüldüğünde, son yıllarda bu etkiyi azaltmak için bir takım aksiyonlar alınmakta, yönelimler ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda malzeme seçimindeki hassasiyet, tasarım aşamasından itibaren çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik çalışmalar, atık yönetimi tarafında iyileştirmeler, enerji verimliliğini arttırmak gibi konular ön plana çıkmaktadır.
Çevre Dostu Bina Tasarımı
Bir inşaat projesinde, sahada imalat başladıktan sonra değişiklikler yapmak ya da bu değişiklikleri uygulamak hem pek mümkün değildir, hem de projeye ekstra maliyet yükü getirmektedir. Bu nedenle bir inşaat projesinin tasarım aşaması en kritik aşamalardan biridir. Tasarım aşamasında alınacak kararlar ile binanın çevresel etkilerini azaltmak/minimize etmek mümkündür. Bu aşamada binada kullanılacak malzemelerin seçimine dikkat etmek, çevreye etkisi daha az, doğal yapı malzemelerini kullanmak önem arz etmektedir. Benzer şekilde, bu aşamada binaların ‘yenilenebilir enerji’ kullanımı yönünde aksiyonlar almak da gereklidir. Bina yaşam döngüsü genelinde bakılıp, bir binanın 50-75 yıl arası yaşam süresi göz önüne alındığında, en çok çevresel etkiye sebep olan süreçlerden birinin de binanın kullanım aşaması olduğu görülmektedir. Bu nedenle güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara yönelim, yağmur suyu toplama gibi pasif çözümlerin entegrasyonu binanın kullanım aşamasındaki çevresel etkilerini minimize etmeye, net sıfır emisyon bir yapıya doğru gidişe fayda sağlayacaktır.
Atık yönetimi
Bir inşaat projesinde sahada imalatın başladığı andan, projenin tamamlanmasına kadar geçen her süreçte, farklı türde atıklar ortaya çıkmaktadır. Benzer şekilde inşa edilen binanın kullanımı aşamasında ve hatta binanın faaliyetinin son bulup yıkılması süreçlerinde de birtakım atıklar ortaya çıkmakta ve bu atıkların yönetimi gün geçtikte daha fazla önem arz etmektedir. Projenin tasarım aşamasından, binanın yaşam ömrünün sonuna kadarki her bir sürecin atık yönetimi ayrıca planlanmalıdır. Burada yeniden kullanımı teşvik edip, arttırma, kullanım ömrü sonunda geri dönüşümü yaygınlaştırma gibi süreçler ön plana çıkmaktadır.
Yakıt verimliliği
İnşa etme sürecinde sahada bir çok farklı araç ve makine kullanılmakta ve bu tüketim kirliliğe sebep olmaktadır. Sahada kullanılan ekipman ve araçların elektrifikasyonu ve/veya daha çevreci yakıt kaynakları kullanmaya yönelik eğilimler, bu noktadaki çevresel etkileri azaltmakta yardımcı olmaktadır. Ayrıca rota ve süreç optimizasyonları ile, hem araçların rölanti süresini azaltmak, hem de araçların katettiği toplam mesafeyi azaltmak mümkün olmaktadır.
Enerji verimliliği
Yaşam döngüsü perspektifinden bakıldığında bir yapının kullanım aşamasındaki çevresel etkileri, 50-75 yıllık bir zaman diliminde, yapının inşası sürecindeki çevresel etkilerden daha fazla olmaktadır. Bu nedenle yapıların enerji verimliliği önem arz etmektedir. Kullanılan yalıtım malzemelerinin verimliliği, inşa edilen bölge özelinde yapılan iklim durumu (Rüzgar,sel, güneş görme süresi vs.) analizlerine göre tasarımın yapılması, aydınlatma verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi faktörler ile enerji verimliliğini arttırmak mümkündür.
Birlikte Neler Yapabiliriz?
20 yılı aşkın tecrübesi ile inşaat sektöründeki firmalara danışmanlık sağlayan Metsims, firmalara yapı malzemesi seçiminden, yapının yaşam sonundaki etkilerinin belirlenmesine kadar birçok farklı noktada danışmanlık sağlamaktadır. Yaşam döngüsü perspektifi ile gerçekleştirilen çalışmalarda firmalar yapılarda kullanmayı planladıkları malzemelerin çevresel etkilerini kıyaslamalı öğrenebilir, tasarım aşamasından itibaren ‘eco-design’ bakış açışı ile uyumlu bir süreci Metsims danışmanlığında yönetebilirler. Bina özelinde yaşam döngüsü analizi çalışması ile bir binanın tasarım sürecinden yıkım sürecine kadarki çevresel etkilerini aşama aşama belirlemek, sıcak noktaları görmek mümkün olabilmektedir. Bir sonraki aşamada firmalara yapının çevresel etkisini nasıl azaltabileceği konusunda destek olunmakta, bilimsel rakamlar ile farklı seçeneklerin etkisi ortaya konmaktadır. Bu alandaki yetkinliklerimizi keşfedin ve uzmanlarımızla tanışın!